Darbe!!!

[cezmik]

✍✍ KALEMİMDEN ✍✍

Şeytan Dostu; Osman Özsoy

Cezmi KOÇ

1989’lu yıllardı.
Liseden henüz yeni mezun olmuştum.
Serde muhafazakârlık var.
Gençliğin verdiği heyecan da.
İslamî bir fikrin peşinden gitmek istiyordum.
O zaman Rahmetli Es’ad Hocamızla tanışmış ve onun fikirlerini benimsemiştim.
Ama o zaman dediğim gibi gençtim ve heyecanlıydım.
Cemaatler nedir, kimdir bilmezdim.
O zamanlar Millî Gazete, Zaman gibi birkaç gazete mevcuttu bana yakın.
Yazmayı ve okumayı sevdiğim için bir gün bir şey sormak için Zaman Gazetesinin Cağaloğlu Bürosunu aramıştım.
O zaman karşıma bir ses çıkmıştı.
Şu an hatırlayamacağım mevzu üzerine konuşmuştuk ve sonra beni yanına davet etmişti.
Atladım otobüse gittim hemen yanına.
Telefonla konuştuğum kişi meğersem Osman Özsoy idi.
O zaman bana kendisinin İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun olduğu söylemişti.
Tatlı dille konuşuyor ve ikna kabiliyeti de yüksekti.
O zamanlar şeytanlığı dostluğu yokmuş meğersem.
Benim gibi genç dimağları kandırabilmek için o tatlı dilini ortaya koyuyordu.
Hatta beni Zaman Gazetesinde çalışmaya davet etti.
Kısa bir süreli burada maceram oldu ama büyük bir kan uyuşmazlığı vardı.
Hem ibadet konularında farklılıkları vardı, hem de fikrî olarak.
Durmadan risale-i nur okurlardı kendi aralarında, başka kitaplara itibar etmezlerdi.
Hatta tefsir okuyanlara da karşı çıkarlardı, risaleler varken tefsir okunur mu diyerek?
O zamanlar Teröristbaşının kitapları dağıtılıyordu Zaman Gazetesinde kupon karşılığı.
Saman kâğıdına basılı olan kitaplar çok amatörce basılmıştı.
Şimdi bazı şeyler kafamda oluşuyor.
Belki de teröristbaşı bu baskıdan dolayı kaç kişiyi dayaktan geçirmiştir.
Bir de tartıştığım bir konu vardı onlarla; yılbaşı kutlaması.
Zaman Gazetesi olarak herkese Miladi yılbaşı tebrikleri gönderiyorlardı herkese.
Benim hiç aklım almıyordu miladi yılbaşı kutlamanın dinde yeri nedir diye.
Tartıştık ama nafile.
Çünkü üstten onlar için böyle emir gelindiyse sorgulamadan yapacaksınız.
Her neyse aradan yıllar geçti.
Osman Özsoy ile birkaç kez elektronik posta yoluyla görüşmüştüm.
Ondan sonra kendisini haber7.com’dan bazı yazılarıyla, televizyonlardaki programlarından az da olsa takip ediyordum.
Şunu açıkça ifade edeyim; benim bu örgüt ile miadım 17/25 Aralık 2013 değil 28 Şubat sonrası olmuştur.
Ben 28 Şubattan sonra bunların ne kadar tehlikeli ve ne kadar örgütlü olduğunu anlamıştım.
17/25 Aralık sürecinden sonra Osman Özsoy haber7.com sitesinde yazmayı bırakmıştı.
Artık belli bir sürece girmişti Türkiye; Cemaat denilen örgüt ile Hükümet arasında aşırı belirgin bir kavga vardı.
Çok mülayim, çok ağırbaşlı bulduğumuz bu örgüt bu süreçten sonra iyice vahşileşmiş ve hükümetin bilhassa Tayyip Erdoğan’ın yıkılması için her türlü yazılı ve görsel yayınları yapıyorlar, sosyal medyayı en üst seviyede kullanıyorlardı.
Cemaat denilen topluluğun amacı sadece din endeksli olması gerekirken bunların amacı Devletin erklerini ele geçirmekti.
Her türlü dalavereyi denediler ama Hükümet ve Tayyip Erdoğan ile birlikte Türkiye’ye şükürler olsun ki hiç bir şey yapamadılar.
En sonunda darbe denen büyük savaşı da büyük bir zaferle kazandık.
Türkiye, dünyanın dengesini bozuyor.
Bu denge bozulduğu için Türkiye’ye saldırılar var.
Bilhassa Batı’dan.
İşte Batı’nın (ABD ve AB) Türkiye’de yetişmiş maşası bu örgüttü.
Örgütün elinde askeri güç vardı ve bu askeri gücü darbede kullanacaklardı lakin ters tepti.
Bu örgüt kendini öyle bir havaya sokmuştu ki, bu darbe başarılı olacaktı ve sonuçta biz de Türkiye’nin erklerinden faydalanacaklarını sanıyorlardı.
Herkesin izlemiş olduğu videoda Osman Özsoy denen şeytan dostu bile ağzından salyalar akarak o günün (kendilerine göre) müjdesini veriyordu.
Darbe olacağı gün halk meydanlara çıkmayacakmış da, imamlar bile Cuma namazlarını kıldıramayacakmış da, ancak üç tane solcu meydanlara çıkacakmış da diye bol kepçeden konuşuyordu bu şeytan dostu.
Ne oldu ama?
Buna kaba tabirle tükürüğünü yalamak denir.
Ey şeytan dostu Özsoy.
Sana Osman bile demem çünkü Hz. Osman’a ayıp olmasın diye.
Sen bu topraklarda yetiştin ama bu toprakların paylaşılması için Batı ile işbirlik yaptın.
Yıllarca yazılarınla Akparti’ye yakın bir sitede yazdın ama menfaatin çatışınca bu sefer Akparti’ye giydirmeye başladın.
Akparti’yi destekleyenleri hakir görmeye başladın.
Yüzde ellinin hiçbir şey yapamayacağını sandın.
Ama yüzde elli dediğin insanlar yüzde yüz olarak meydanlara indi.
Var mıydı üç tane bir solcu meydanlarda?
Fatih Portakal’ın neredeydi?
Ya Ahmet Altan denen işbirlikçin?
Hepsi ezildi bu halkın karşısında.
Sen de ezildin.
Halkın karşısında karakterin de ezildi, fikirlerin de ezildi, aklın da ezildi, inancın da ezildi.
Kısaca her şeyin ezildi.
İnan ki şeytan sizlerle dost olmaktan o kadar mutlu ki, onun yapamadıklarını siz yapmaya çalıştınız.
Size utanın desem utanacak yüzünüz yok.
Millet sizin ne mal olduğunuz anladı.
Ve sizin dostunuzun da şeytan olduğunu anladı.
Artık ne diyelim öbür tarafta şeytanınız bol olsun Özsoy ve onun gibileri.